Maalesef 2-3 tane çocuğu olan bir ailenin yada yeni bebeği olan bir ailenin çocukları tepenizde koşar oynar merdivenlerde gürültü eder yada gece yarısı basbas bağırarak uyanırsa buna komşuluk adına katlanılır yada hiç bir mahkeme, çocuklu aile apartmanda oturamaz diye bir karar vermez , yasada yada yargıtay kararlarında bu tür konularda karar çıkmaz ama siz kedi köpek besleyemezsiniz. Bu kanunlarda, birkaç hayvan sevmezin maalesef işine gelmiş olur.
Evet bilindiği üzere eğer apartmanda “köpek beslenemez” ifadesi altında, bir yönetim kararı önceden alınmış ise, ve siz bu karara rağmen, bu daireyi kiralar veya satın alırsanız, bir tür yasayı ihlal etmiş durumuna düşersiniz. Fakat, Fakat yönetiminde bu kararı içermeyen dairelerde oturuyorsanız,, köpeğinizin sosyal uyumlulukla ilgili tüm sorumluluklarını yerine getirdiğiniz halde, sırf köpeğinizden korktuğu için sizi sonradan şikayet etmeye kalkan biri için, köpeğinizin havlaması konusunda sizi itham ediyor ise, gürültü tespiti yaptırtabilirsiniz. En kuvvetli köpek havlamaları bile, bir elektrik süpürgesinin çıkardığı sesten bile daha azdır.
Ayrıca, şu türde de bir savunma yapılabilir:
Size dava açılırsa Kat mülkiyeti kanununun Yönetim planına ilişkin 28. inci maddesi gereğince dava açılacaktır
Kat mülkiyeti Kanunu'nun Yönetim Planına ilişkin 28. ci maddesi uyarınca, apartman yönetim planı, “binanın yönetim tarzını”, binanın kullanma ve maksat şeklini, yönetici ve deneticinin alacakları ücreti, yönetime ait diğer hususları düzenler.
Apartman dairesinde ev hayvanı olarak kedi/ köpek besleme yasağı kanunun saydığı bu noktalardan hangisinin kapsamına girmektedir? Hiçbirine… Bir kimsenin oturduğu apartman dairesinde ticari amaç gütmeksizin tamamen ev hayvanı olarak köpek kedi beslemesinin “ binanın yönetim tarzı” yani binanın kullanma maksat ve şekli ile ne ilgisi var?
Apartmanın ortak alanlarında ( bahçesinde, kat boşluklarında, vs.) kedi köpek beslenmesi yasaklanabilir, bu madde 28 'in kapsamına girer. Fakat bağımsız bölümlerde, “evin içi” hayvan besleme yasağı yönetim planına konulamayacak bir hükümdür. Yazılsa bile geçersiz sayılması gereken bir hükümdür.
Ancak şunu unutmayınız ki; bir havyan sahibi olarak sorumluluklarınızın neler olduğunu bilmelisiniz. Eğer hayvan sahibi olarak hayvanlarımızı insanların bulunduğu ortamda yaşatma zorunluluğumuz var ise ileride çıkabilecek problemlere karşı, kendimizi savunabilmemiz için, bazı noktalara dikkat etmeliyiz:
Eğer büyük bir köpek türü besleyecekseniz, lütfen mantıklı olunuz. Bu tür köpeklerin, sürekli enerjisini harcamaya ihtiyacı vardır. Egzersiz yapmaya ihtiyaçları vardır. Enerjisini boşaltamayan köpek, sürekli huzursuzluk çıkartacak, olur olmaz seslere havlayacaktır. Günde en az 2'er saat gezdirmeniz ve aktif olarak oynamanız gerekir ki, zaman zaman bu süre bile, Rothweiller, German sheppard, Doberman , Dogo arjantine gibi büyük ırk gibi köpeklere yetmeyecektir.
Köpeklerinizin itaat eğitimlerini, en küçük yaşlardan itibaren vermeye başlayabilirsiniz. Örn; Anneden ayrılan 2- 3 aylık köpekler bile ilk etapta ne dediğinizi anlamasalar bile, sizin ses tonunuzun, yumuşaklığına ve sertliğine alışacak, sizin vücut dilinizi çözmeye başlayacaktır. Bu da ileri ki dönemlerde, aranızdaki dialoğu kuvvetlendirecektir.
Köpeğinize eğitim verirken mutlaka kararlı olunuz. Apartmana giren- çıkan daire sakinlerini eve girecek bir tehdit olarak gören köpeğinize mutlaka hayır diyerek, onu her şeye karşı havlamaması ve geceleri dışarıda duyduğu diğer hayvanlara cevap vermemesi için bu kelimeyi sık sık tekrar ederek eğitebilirsiniz. Bazen, trankilizan ilaçlardan da yardım almanız gerekebilir. Yine hatırlatmakta yarar var. Geceleri evde yatan köpek, dışarıda yatan köpekten daha az havlayacaktır.
Eminim bu sayfayı açmış ve okuyor olan hayvan sahipleri, sorumluluk bilincine varmış olanlardır. Önemli olan, bunları okuyamayacak ve bu konuyu araştırmaya değmez olduğunu düşünen kişilere, dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışmak, birinci vazifemiz olmalıdır. :)
Bir hayvan alırken, lütfen mali durumlarınızı, yerleşim alanlarınızı, çocuk sayılarınızı ve zaman kavramınızı gözden geçiriniz…
Vet. Hek. Tülin Özcan
HAYVAN SAHİPLERİNİN KÖPEKLERİNE VE ÇEVREYE SORUMLULUKLARI
Köpekler ağaç değildir!!. Lütfen onları uzun süre bağlı tutmayınız.. Özellikle büyüme çağında günde 2 saatten fazla bağlı tutulan köpeklerde, petshop hastalığı dediğimiz, yürüyememekten kaynaklanan tavşan bacaklılık gözlenir.
1- Bağlı veya sürekli kapalı kalan köpeğin gelişimi engellenir. Ayrıca devamlı bağlı kaldıkları için enerji boşaltamadıklarından, ileride salgınlaşma eğilimine neden olabilirsiniz Yavru köpeklerin, sosyalleşmeye ihtiyaçları vardır, dışkılamayı bulunduğu yere yapmamasına, dışkıladığı yerde yemek yememesine dikkat etmelisiniz.
Zaten, anneden ve kardeşlerinden ayrılmanın zorluklarını yaşıyorlar, bağlı kalmaları onların çaresizlik içinde korkmalarına neden olacaklarından, devamlı ağlayarak, inleyerek sizden yardım isteyeceklerdir...
Duyarsız kalırsanız, ileride karakteri değişecek, agresif, sinirli ve bağı çözüldüğünde fırlayıp kaçan eğitime müsait olmayan hayvanlara dönüşeceklerdir. Onlara bu işkenceyi lütfen yapmayınız.
2- Büyük- iri- ileride tehlikeli olabilecek bir hayvan türünü almayı tercih ettiyseniz, ileride onu uyutmak zorunda kalmamanız için, onun sakin eğitilmesi gerekir Asla insan dışı eğitimlerle, hayvanı çileden çıkararak, ruhunda travma yaratılmamalıdır, nevrotik ve Tek komutlarla tatlı bir otorite kullanılmalıdır Aynı anda karışık komutlar (kızarken, aynı anda birden sevmeye başlamak gibi) vererek hayvanın kafası karıştırmamalıdır. Bu tür hayvanlar için klasik itaat eğitim yeterlidir.. Bu köpekler eğer mesleki olarak (polislik, askeriye gibi) kullanılmayacaksa, asla saldırganlık eğitimi vermeyiniz. Çünkü, bu komutların günlük hayatta sık kullanımı gerekmediği için, sizin de profesyonel olarak bu komutları sık sık verecek ortamınız olamayacağı için, köpek öğrendiklerini ,kararsız veya güvensiz kaldığı bir durumda aniden kullanmaya kalkabilir, bu da büyük facialara sebebiyet verecektir.. Çocuğa saldıran pitbul örneğinde olduğu gibi…
3- Ev ve süs köpeklerine, gerekli gereksiz havlamamaları için gerekli eğitim verilmelidir. Aslında köpek bir tehlike sezince veya alışık olmadığı durumlar karşısında, sahibini uyarmak üzere iç güdüsel olarak tepki vermektedir. Bu doğal bir durumdur asla engellenmemelidir. Çünkü bu köpeğin görevidir. Fakat gereksiz havlamayı öğretmenin bir yolu da köpeğin çevresini tanımasını sağlamaktır.
Örn: Apartman sakinlerini tanıtarak hiç olmazsa onların eve giriş çıkışlarında köpek havlamaması gerektiğini öğrenebilir.
4- Veterinere giderken köpeklerinizi boyundan tasma ile götürünüz. Bu hem sizin hem hekimin hayvana müdahelesini kolaylaştıracak. Bir saldırı anında kontrolünüz elinde olacaktır. Kedileri ise mutlaka kafesinde götürünüz.
5- Köpeklerinizi dışarıya parka bahçeye dışkılama veya tuvalet ihtiyacı için çıkartırken lütfen elinizde çöp poşetleri bulundurunuz. Ve dışkılarını torbaya atarak, ortama dezenfektan bir sıvı sıkınız. Çünkü aynı bölge piknik alanı olarak ta kullanıyor olabilir...
6- Hayvanlarınızın iç ve dış parazit ilaçlamalarını düzenli olarak yaptırınız, çünkü zoonoz olarak adlandırabileceğimizi bize geçebilecek hastalıkları önlemenin en kolay yolu budur.
Evet… Saydıklarım hayvan sahibine bir külfet olarak görülebilir. Fakat bir çocuk dünyaya getirilirken nasıl önem gösteriliyorsa, bir hayvanın alınması ve bakımının üstlenilmesi de ayrı bir sorumluluk gerektirir. Denildiği gibi; “ Hayvan sevgisi Uygarlıkla doğru orantılıdır”…
Sağlıcakla Kalınız Vet. Hekim Tülin ÖZCAN