Hakkımızda

Tülin Hanım Veteriner Kliniği olarak, Hijyene önem veriyor, doğru teşhis ve doğru tedavi yöntemlerinin uygulanması amacıyla hizmet sunuyoruz.Dostlarımıza ve sizlere karşı sorumluğumuzu empati kurma anlayışı ile birleştirerek çıktığımız bu yolda önceliğimiz onlara kendilerini güvende hissedecekleri ortamı sağlamak.

İletişim

@2020 Tülin Hanım Veteriner Kliniği

Geriyatrik Bakım

22.02.2021 10:34

İnsan ve hayvan metabolizması her ne kadar aynı gibi görünse de, hayvanlarda bu sistem farklı çalışır. Genellikle hayvan sahipleri, 'o benim canım, ben ne yersem o da onu yemeli, 'veya' benim maddi durumum uygun değil, bu nedenle benim hazırladıklarımdan yemeli', veya  'kuru mamalara inanmıyorum’ ve güvenmiyorum, veya 'ne kadar denediysem, bir türlü kuru mama yediremiyorum, O kadar gram mama ile köpek doyar mı?' gibi benzeri nedenlerden dolayı ,ev yemeklerine veya yemek artıklarına yönelirler. Halbuki durum hiçte sanıldığı gibi trajik değildir.

Eğer köpekleriniz ve kedileriniz 'profesyonel' kuru mama yerlerse;

Büyüme evresindeki yavrularda görülebilecek, raşitizm gibi calcium ve D vitaminine bağlı kemik hastalıkları, beslenme hatasından kaynaklanan kansızlık gibi metabolik hastalıklar , deri ve tüylerde matlık, gözlerde akıntı, halsizlik ve yorgunluk

gibi vitamin eksikliğine bağlı belirtiler görülmeyecek, temelden sağlıklı besleneceği için vücut direnci yükselecek, sağlıklı büyüyecektir. İhtiyaç duyduğu protein, yeterli düzeyde olup, kaslarını yapılandıracaktır.

Ev yemeklerinde doğru karışımı hazırlamak çok zordur. Kedi ve köpekler her türlü meyveyi ve sebzeyi yiyemediklerinden,(mideleri bunların sindirimi için müsait değildir),vitamin ve mineral eksikliği, proteini(et, tavuk, balık, yumurta, peynir, yoğurt v.s) fazla veya eksik hazırlanırsa, allerji, tüy dökümü, egzama, mantara yatkınlık gibi deri hastalıkları, veya kansızlık, ishal veya kabızlık gibi sindirim sistemi bozuklukları görülebilmektedir. Yağlı, baharatlı , fazla tuzlu yiyecekler, önce hayvanın yağlanmasına, sonra içorganların (kalp,karaciğer,böbrek dokularının) yağlanmasına sebeb olup, ömürlerini kısaltacaktır. Üstelik bunları hazırlamak için belli bir zaman gerekecektir.

 Fakat Son dönemlerde köpek ve kedilerinizi profesyonel mama ve ev yemekleri ile karışık beslemenizi öneririm. Çünkü bazı mamaların içindeki katkı maddeleri, hayvanlarda kalp-böbrek hastalıklarına ve bazı kanser türlerinin oluşumuna sebeb olmaktadır. Eğer ev yemekleri ile beslenmek isterseniz, dengeli bir rasyon hazırlamalı ( Protein(Et türleri)-yağ (zeytinyağı)-karbonhidrat ( arpa-yulaf)- vitamin(çeşitli sebze ve meyveler) ve mutlaka dışarıdan ilaveten multivitamin vermelisiniz. Verilmemesi gereken yasak olan yiyecekler: Tavuk kemiği, balık kılçığı, soğan ve soğanlı yemekler, salam, sosis, sucuk, ketçap, mayonez, çukulata , şeker ve şekerli yiyecekler. Kuşlarda tuz yasaktır.

Çalışma hayatının yoğunluğunu düşünürsek,yemek hazırlamak için harcayacağınız zamanı,daha farklı bir şekilde değerlendirebilirsiniz.

\1-7 yaş arası köpekler, orta yaş grubuna dahil olup,artık proteini daha düşük,tuzu ayarlanmış, daha dengeli minerallere ihtiyaç duyarlar. Profesyonel kuru mamalarda bu fazlasıyla mevcut olup, vücut bağışıklıklarını da yükselteceğinden, sağlıklı bir hayat yaşamaya devam ederler. Tüy dökümleri de, mevsimsel değişimin dışında, yok denecek kadar azalır.

7 yaş üstü köpekler; artık yaşlanmaya başlamış,'senior' olmuşlardır. Bu yaş grubunun, yaşlılık dönemini kaliteli tamamlayabilmesi, aktivitesini mümkün olduğunca kaybetmemesi için, böbrek fonksiyonlarının normal çalışmasını koruyabilmek için, yağı, tuzu azaltılmış vitamin ve mineralleri artırılmış gıdalara ihtiyaç duyarlar . Çünkü yaşlı bir metabolizma, gıdalardan, vitaminlerden ve minerallerden gerektiği gibi tamamen yararlanamaz. Senior grubu mamalar, bu açığı büyük ölçüde kapatırlar.

Profesyonel mama ile beslenen 'kedilerde' magnezyum fazlalığından kaynaklanan,'Feline ürolojik sendrom' denilen, idrar kesesinde plak veya taş oluşumu nedeniyle, idrar yollarında tıkanma, kanlı idrar ve kronikleştiğinde böbreklere de hasar veren, idrar tutukluğuna neden olan hastalık riski son derece azalacaktır.

Ayrıca, farklı ırkların metabolizmaları da farklı çalışır. Buna bağlı olarak besin ihtiyaçları da farklı olacaktır.

Örneğin; Küçük bir minyatüre pincher veya yorkshire terrier ile Bir great dane'nın veya kangal'ın, beslenmesini aynı seviyede tutmak, (miktarını ,kastetmiyorum,)her iki farklı ırkın, sağlıklı ve dengeli beslenmesini engeller .Çünkü biri, anormal enerji sarfederken, öteki az ve öz yemek isteyecektir. Küçük ırk, ne kadar yerse yesin, neredeyse aynı boyda kalır, fazla büyümez iken, diğeri birden büyüyerek, ki eğer kemikler gelişimini tamamlamadan, vücudu aniden büyür ise, temeli ve kolonları sağlam inşaa  edilmemiş bir binanın üstüne kat çıkıldığında nasıl ki çökme tehlikesi vardır, aynı riski, iri ırk hayvanlar da taşımaktadır. Bunun için Profesyonel mamalarda large breed' ifadesi vardır.

Profesyonel mamalar ile market grubu diye adlandırdığımız diğer mamalar arasındaki tıbbi farklardan biri ;  sindirimi zor veya hiç olmayan, hayvanlarda ishal veya kabızlığa yol açabilen, saç, tüy ,tırnak gibi keratinize  dokular ile kan gibi artık ürünlerin oldukça az olması, ve besleyici değeri olan, kırmızı et, tavuk ve deniz ürünlerininin ana rasyonu oluşturması ve koruyucu madde olarak genellikle antioksidanların tercih edilmesi sebebiyle, hayvanlarda duyarlılık reaksiyonunun gelişmesi, en aza indirgenmektedir.

Fiyatlarının, hayvanların ırkına, cinsiyetine ve yaşına göre değişkenlik gösterip, sanıldığı gibi çok pahalı olmayıp, günlük ortalaması hesaplandığında, gerek evde pişirdiklerinizden, gerekse besleme hatası nedeniyle oluşan hastalıklar nedeniyle, harcanan tedavi ücretlerinden daha ucuza mal olduğunu fark edeceksiniz .

'Bu kadarcık mama ile benim yavrum doymaz' teorisi, genellikle 'Salçalı,yağlı, çeşitli ve bir anda, 3 öğünü 1 öğüne sığdırabilen zengin menülü yemeye alışmış olan, hayvan sahiplerinin düşünceleri olduğunu tahmin ediyorum. Midemiz şişmeli ki karnımız doymalı!?.Kendimizi de bazen yanlış besleyebiliyoruz. Ama profesyonel mamalardaki bazı maddeler, şeker ve insülin seviyesini

ayarlayıp, hayvanı tok tutarken, diğer taraftan tam ve dengeli besleyebiliyor. Ayrıca, kuru mamaların yanında mutlaka bulunması gereken su ile de tabletler halinde olan mamaların şişerek bu şekilde de tokluk hissini yarattığını unutmamak gerekir.

'Köpeğime Kuru mama yediremiyorum, ne kadar uğraştıysam olmadı'  Şikayeti ise genellikle, köpeğinizin kuru mamayı o anda yememesi ile sizin içinizde başlayan 'eyvah aç kalacak' korkusundan başka bir şey değildir. Bunun akabinde, derhal kuru mama bırakılır ve etler ve tavuklar sunulur. Bunun kokusunu alan hayvan, tabi ki ona yönelir saldırarak yemeye başlar.(Ben de olsam aynı şeyi yaparım).İşte, hayvan sahipleri ilk hatayı o anda yapıyorlar. Ve bu kısır döngü süreğen bir hal alıyor. Benim kendi çocuğumda sebze yemeği yemekten hoşlanmazdı. Ama kararlılığım sayesinde bu sorunun üstesinden geldik. Aynı kararlılığı köpeklere de uygulamalıyız. Çünkü onların daha iyi ve sağlıklı beslenmesini istiyoruz. İşte size bir- iki formül;

ÖNCE 8.İNİCİ MADDEYİ OKUYUNUZ.

1-Eve yeni bir köpek aldığınızda derhal kuru maması ile, suyunu aynı bölgeye koyun. Bir iki yiyip bıraktığında, veya yemediğinde lütfen, mama kabını önünden alın. 1 saat sonra tekrar deneyin. Yemezse 2 saat sonra tekrar deneyin.

2-Bu denemeler arasında asla herhangi farklı bir gıda vermeyin Bu onun iştahını kesebilir.

3-Mümkünse kuru mama alıştırması sırasında ,mutfağınızdan et ve ızgara kokusu çıkmasın. (Başka zaman yersiniz...!?)

4-Siz yemeğe oturmadan önce onun mamasını yediğinden emin olun. Mamasını yemediyse bile 'asla’ masadan küçük bir parça dahi olsa beslemeyin.(çok iyi duygu sömürüsü yaparlar, kendinize hakim olun, onun bu yaklaşımına severek karşılık verin)

5-Akşam saatine kadar, koyma-kaldırma denemeleriniz başarıyla sonuçlanmadıysa, hepiniz yatarken, mamasını, tekrar önününe koyun(her zaman için aynı yemek bölgesini tercih edin, bu köpek beslemesinde önemlidir),Genellikle sabahleyin tabağı boş bulursunuz.

6-Mama öğünlerini,yavrulara 2'ye veya3'e bölerek,aynı saatlerde vermelisiniz. Erişkinlere günde 1 öğün yeterlidir.(istediğiniz bir saat olabilir)

7-Çok mızmız olan, yavrulara( eğer çok mecbur kalırsanız yapın),kuru mamanın üzerine et veya tavuk suyu dökerek(en fazla 2-3 çorba kaşığı, fazla koyarsanız sulu olacağından yemeyebilir), yedirebilirsiniz.Tavuk veya et suyunun kokusu mamayı cazip kılacaktır.

8- Meslek hayatımdaki 33 sene sonra ki fikrim ise şudur. Kuru mama ana yemeğini oluşturur. Ama köpeğimize veya kedimize bu kadar eziyet etmenin yerine, evinizde pişirdiğiniz soğansız olan etli yemeklerinizle veya sebzeli yemeklerinizle kuru mamayı karıştırabilir veya iyi kaliteli konserve mamalarla karıştırarak verebilirsiniz. Çünkü köpek ve kediler, eğer kendi istekleri ile kuru mama yemiyorlrsa, bu defa stres hastalıklarına yakalanıyorlar. Bu nedenle bilinen yasaklar dahilinde ev yemekleri ile kombine ederek  verebilirsiniz.

Lütfen şunu aklınızdan çıkarmayınız;hiç bir köpek(hasta değil ise),kendini asla açlıktan öldürmez. Eğer bu düşünceyi benimserseniz, köpeğinize kuru mama yedirmeniz de o kadar kolaylaşacaktır.

Nasıl ki yeni doğan bir bebeğin gelişimi, annesinin ve belli bir süre doktorunun gözetiminde izleniliyorsa, yeni aldığınız yavrunun sağlıklı gelişimi de veteriner hekiminiz kontrolünde ve en önemlisi, hayvan sahiplerinin bilinçli bakımı ile mümkündür.

Tüm hayvan sahiplerine, sevdikleriyle birlikte uzun ve sağlıklı yaşam diliyorum.

                                                                     Saygılarımla..Vet.Hek.Tülin Özcan